Tiyatro , nedir?
Seyirciler önünde , oyuncuların sahnede canlandırmaları amacıyla
yazılmış eserlere denir . Bir sahne sanatıdır . Tiyatro eseri ,
olayları oluş halinde gösterir . Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan
bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir .
Bir sahnede , seyirciler önünde oyuncuların temsil etmesi amacıyla
yazılmış edebi eserdir . Yunanca “theatron”dan doğmuştur . Temsil yeri
ve eser , tiyatronun edebiyat öğesidir . Bu edebiyat öğesi yanında
tiyatro kavramı içinde oyunculuk , sahne düzeni , ışıklandırma ,
dekor , kostüm , müzik , dans gibi unsurları da katmak gerekir .
Tiyatronun
diğer edebi eserlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve
dinlemek için yazılmışken , bunun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır .
Değer ölçülerini , okuyanın kanaat ve anlayışlarından alır . Göze
görünür bir karaktere sahip olması , canlı olarak meydana geliş
niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder .
Bir tiyatro eserinde eseri yazan kişi veya kişilere ”müellif” , yazili bir metin veya dile getirilmesi oyunculara bırakılmış tasarıya”eser” , oyunu sahnede canlandıran kişilere ”oyuncu” denilir ve bu üç varlık kesinlikle bulunur . Ayrıca eserin sahnelenmesinde görev alan yönetici , dekoratör , ışıkçı , suflör gibi diğer yardımcı elemanlar da vardır .
Bir tiyatro eserinde;konu , kişiler , çevre , zaman , üslup , amaç gibi altı unsur vardır . Tiyatroda sosyal hayatin ve insan karakterlerinin tahlil ve tenkitleri yapılır . Tiyatroda en önemli hususlardan biri dildir . Fazla ağır olmaması , konuşma diline benzemesi istenir . Böylece ince fikirlerin ve esprilerin seyirci tarafından kolayca kavranması sağlanmış olur .
Tiyatro Çeşitleri
Sahne üzerinde ve bir seyirci topluluğu önünde , sanatçılar tarafından , hareketli olarak canlandırılacak nitelikte yazılmış olan yazılara tiyatro yapıtı ya da piyes denir .
Tiyatro eserleri müziksiz ( trajedi , komedi , dram ) ve müzikli ( opera , operet , komedi müzikal , bale , revü , skeç ) olmak üzere iki grupta toplanır . Ama edebi türler içinde en canlı ve yaşama en yakın olanı tiyatrodur .
Trajedi
Kişilere korku , heyecan ve acındırma telkinleriyle ders vermek amacı güden en eski tiyatro çeşididir . Nazim halinde yazılması ve değişmez kaidelere bağlı olması sebebiyle öbür tiyatro çeşitlerinden kolayca ayrılır .
Trajediler genellikle beş perdelik oyunlardır . Eski Yunan'da , çok oynanan bu eserler 3 ve ya 6 perdelik de olabilirdi . O zamanki tiyatrolarda dekor bulunmaz , ancak sahnenin bir köşesinde olayların sebep ve sonuçlarını anlatan bir koro yer alırdı .
Kahramanlar; kral , kraliçe , prenses , eski Yunan'ın tanrı ve yarı tanrıları gibi en üst tabaka kişilerden seçilmiştir . Orta tabaka ve basit halk adamlarına rastlanmaz . Kahramanları arasında geçen olaylar insanların ruhi zayıflıklarını , ihtiraslarını , iradeye bağlı yüce davranışlarla çarpıştırır .
Trajedilerde; olay , zaman ve çevrede birlik demek olan ”üç birlik kuralı” benimsenmiştir . Trajedilerde iç içe girmiş karışık olaylar bulunmaz . Ayrıntıya girmeden tek bir olay gösterilir . Olayın ön ve son tarafları , sebepleri ve sonuçları gerektikçe konunun ağzından halka duyurulur . Buna “olay birliği” denir . Trajedi olayının bir günde ( 24 saat ) olup bitmiş gibi gösterilmesine “zaman birliği” , tek bir şehrin belli bir köşesinde başlayan olayın yine orada bitmesine de “çevre ( mekan ) birliği” denir .
Trajedilerde parlak nutukları andıran yüksek ve asil bir üslup kullanılır . Kaba , çirkin ve niteliği düşük sözler bulunmaz . Trajedi şairleri mısralarının derin manalı ve hikmet dolu olmasına önem vermişlerdir
Trajedilerde kadere , ahlak , töre ve geleneklere üstün bir değer verilmiştir . Trajedinin maksadının “insani acılarının ifade edilerek seyircilerin ruhunda korku ve merhamet uyandırılması” olduğu kabul edilmektedir .
Komedi
Kişilerin , olay ve âdetlerin gülünç , eğlendirici , yönlerini göstermek amacıyla ders vermeyi ve hoşça vakit geçirtmeyi hedef edinen tiyatro çeşididir .
Dalkavukluk ( çıkar sağlamak için birine aşırı saygı gösteren kimse ) , korkaklık , cimrilik , dalgınlık , ukalalık gibi insanlar için birer kusur olan huy ve alışkanlıklar dev aynasında büyütülerek ve abartılarak seyirciyi güldürecek tarzda sahneye konulur . Bu kusurlar derece derece pek çok insanda bulunduğundan bir bakıma seyirciyi kendi kendine güldürmüş olur . Böylece seyirciye ince bir ders vermek istenir .
Komedilerde de konu , çevre , zaman birliği ( üç birlik kuralı ) benimsenmiştir . Konuları günlük hayattan alınan komedilerde kahramanlar rastgele kişilerdir . Çevre belli bir yerdir . Trajedilerin aksine kaba şakalar , kelime oyunları , kötüleyici imalar önemli yer tutmuştur . Molier'in komedileri üslup bakımından daha topludur .
Her zaman ve her yerde rastlanan insan kusurlarını belli tiplerde göstererek gülünç eden komedilere “karakter komedi” , belli bir toplumu ve ya bütün insanlığı alarak bozuk ve aksak yanlarını hicveden komedilere “töre komedisi” , edebi hicvin sahneye uygulanmış şekline “yergi komedisi” , bir derinliği olmayan , sırf güldürmek için yazılan komedilere de “entrika komedisi”denir .
Dram
Trajediyle komediyi bir araya getiren tiyatro çeşididir . Modern tiyatronun sürekli olarak aristokrat zümrenin yaşayışını veya sadece hayatin gülünç taraflarının sahneye konmasını yeterli bulmayarak hayati birçok tarafıyla temsil etme arzusundan doğmuştur .
Dram , nesir ve nazım halinde yazılabildiği gibi üç perdeden beş perdeye kadar olabilir . Üç birli kuralını tamamen reddeder . Beşeri temalardan çok toplumcu ve milli konuları işler . En kanlı ve çirkin olayları seyirciye göstermekten çekinmez .
Konuları hayatın acıklı ve ya gülünç , çirkin ve ya güzel hemen her olayından alınabilen dramda kader , ümit , neşe , şüphe , tasa , facia ve komik davranışlar bir arada bulunabilir . Kahramanları arsında her tabakadan halkın yanı sıra üst tabaka kişileri de bulunur . Her türlü mizaca yer verilir . Dram eserleri hakikati göstermek iddiasında olmuşlardır .
Dramın ciddi ve ağırbaşlı yazılmış şekline “piyes” , duygulandırıcı ve fazla heyecan verici olanına “melodram” , bir masalın sahneye getirilmesine de “feeri” denir .
Opera
Bütün sözler , hareketler ve jestlerin musikiyle bestelenmiş ve orkestra şefinin idaresine verilmiş dram ve trajedilerdir . Trajedilerde bir tek kelime müziksiz söylenmez . Opera , musiki , kilise ve paganizm ( Eski Yunan Putperestligi ) den çıkmıştır . Ağır bir hüzün havası vardır . Olaylar acık ve hislidir . Çok gösterişli dekor ve kıyafetler içinde sunulur .
Operet
Sözlerinin müziksiz kısımları müziklerden çok olan tiyatro eserlerdir . Halka hitap etmek için yazılır . Operetlerde renk , ışık , kıyafetler ve dans en göze çarpıcı şekilde kullanılır .
Revü
Operetin daha hafif fakat hiciv , alay , tenkit dolu çeşididir .
Skeç
Beş-altı dakikaya sığdırılan tablolar halinde kısa , musikili oyunlardır . Bir çeşidi de radyo skeçleridir .
TİYATRO TERİMLERİ
Adapte: Yabancı
bir eseri yer adları , şahıs adları , deyimleri , gelenek ve
görenekleriyle yerli hayata uygulayarak çevirme; uyarlama .
Adaptasyon: Adapte etme . uyarlama .
Aksesuar: Tiyatro sahnesinde kullanılan eşya .
Aksiyon: Roman , hikâye , tiyatro vb . türlerde konuyu genişleten asıl olaylar . Genel anlamıyla hareket .
Aktör: Erkek tiyatro sanatçısı .
Aktrist: Kadın tiyatro sanatçısı .
Akustik: Tiyatro , konser salonu ve benzeri kapalı yerlerin , sesleri bozmadan yansıtabilme özelliği .
Antik tiyatro: Eski Yunan - Lâtin tiyatrosu .
Darülbedayi: İstanbul Şehir Tiyatrosunun eski ismi . 1914'te kurulmuştur .
Dekor: Tiyatroda , sahneyi eserin konusuna göre döşeyip hazırlamada kullanılan eşyanın toplu adı . Üç çeşit dekor vardır: realist dekor , şairane dekor , stilize dekor .
Diksiyon: Tiyatro ve benzeri edebiyat türlerinde dilin müzik karakterini başarı ile yaşatabilme yeteneği . Tiyatro okullarında ders olarak okutulmaktadır .
Diyalog: İki kişi arasında karşılıklı konuşma . Roman , hikâye ve tiyatroda kahramanların konuşmaları .
Döşeme: Türk Halk Edebiyatında "başlangıç" karşılığı kullanılan bir kelime .
Dramatize etmek: Bir olayı , duyguyu , düşünceyi canlandırarak anlatmak; ( mec . ) bir vak'ayı olduğundan daha acıklı bir şekle sokmak .
Dublör: Tiyatroda ve sinemada bir rolün yedek oyuncusu .
Entrik unsur , Entrika: Roman , hikâye ve tiyatro türlerinde , olayların okuyucuda ya da seyircide merak uyandıracak şekilde birbirine dolanması .
Epizot: Bir hikâyede asıl olaya karışan ikinci derecede önemli bir olay . Bugünkü perde karşılığı .
Fantazi pastoral: Çobanların hayatını fantazilerle süsleyerek anlatan tiyatro çeşidi .
Fars ( Farce ) : Komedinin , sanat yönü az , kaba bir türü . Çok eskiden tiyatrolarda perde arası gösterisiydi , sonra bağımsız oldu .
Fasıl: Bölüm . Tiyatroda perde karşılığı kullanılmıştır . Karagöz oyununda belli bir vak'anın geçtiği bölüm .
Feeri: Masalların tiyatro sahnesinde dramatize edilmesinden doğma , cinlerin perilerin de rol aldığı bir tiyatro türü .
Grotesk: Gülünç , güldürücü .
Jest: Tiyatro sahnesinde , sanatçıların bütün el , kol , ayak ve benzeri beden hareketleri .
Kabare tiyatrosu: Daha çok güncel konuları iğneleyici , taşlayıcı biçimde ele alan skeçlerin oynandığı , monologların , şarkıların ve şiirlerin söylendiği küçük tiyatro .
Kanto: Tanzimat Dönemi'nde Türk sahnesinde azınlık aktristlerce bağlatılan oyunlu ve neşeli şarkılar .
Koro: Eski Yunan tiyatrosunda bir grup erkek ve kadından kurulu şarkıcılar topluluğu . Oynanan eserin konusuna da katılırlar ve eserdeki olaya karşı , toplumun duygu ve düşüncelerini temsil ederlerdi . Hayvanlar , ağaçlar , bulutlar yerine sembol olarak kullanıldıkları da olmuştur .
Kostüm: Tiyatroda sanatçıların giydiği oyuna uygun kıyafet .
Kulis: Tiyatroda , sahnenin arkasında bulunan kısım; sahne arkası .
Maket: Tiyatroda dekor taslağı .
Makyaj: Tiyatro ve sinemada sanatçıların yüzlerinde boya ve başka maddelerle yapılan tuvalet ve değişiklikler .
Mimik: Bir duygu veya düşüncenin kaş , göz . ağız , yüz hareketleriyle anlatılması .
Mizansen: Bir tiyatro eserinin sahneye konması , sahneye göre düzenlenip uygulanması .
Monolog: Tek kişinin konuşması . Tek kişilik taklitli bir komedya türü . İnsanın içinden kendisiyle konuşması .
Muhavere: Konuşma . Tiyatro , roman , hikâye , fabl , röportaj ve benzeri türlerde kahramanların konuşmaları .
Pandomim: Sessiz hareket . Sessiz hareketler , jestler , yüz ifadeleri ve kostümler yoluyla duyguları , düşünceleri , tutkuları anlatmaya yarayan tiyatro çeşidi .
Perde: Tiyatro eserinde bir perdenin açılmasından kapanmasına kadar geçen bölüm .
Piyes: Tiyatro eseri .
Reji: Sahneye koyma ve yönetme işi .
Rejisör: Sinema ve tiyatroda , eserin sahneleninceye veya seyirci önüne çıkıncaya kadar geçirdiği her anı yöneten kimse; yönetmen .
Repertuvar: Opera , operet ve tiyatro topluluklarının bir oyun mevsiminde gösterecekleri eserlerin listesi .
Rol: Opera , operet , tiyatro ve benzeri sahne sanatlarında , oyuncuların , eser kişilerini sahnede canlandırmaları .
Rövü ( revü ) : Tiyatroda , eserden önce gösterilen müzikli ve danslı oyun .
Sahne: Tiyatro . Tiyatro sahnesi . Tiyatro eserinde bir perdelik bölümün , dekor bakımından değişik olan küçük kısımları . Bir perdelik bölüm içinde , kişilerin girip çıkmasıyla değişen topluluk , meclis . Yapılarına göre tiyatro sahneleri şunlardır: sabit sahne , döner sahne , asansörlü sahne .
Sahne eseri: Tiyatro eseri , piyes .
Senaryo: Tiyatroda yazılı metin . Sinemada filmin konusunun yazılı şekli .
Suflör: Tiyatroda , kuliste durarak oyunculara sözlerini fısıltıyla söyleyip hatırlatan yardımcı .
Şakşak: Ona oyununda Pisekâr'ın elinde bulunan kapalı yelpazeye benzer bir gürültü aracı . Vuruşlarda ses çıkarır .
Tablo: Tiyatro eserlerinde , perdeden daha küçük bölümlerin her biri . Bir perde çeşitli lablolara bölünmüş olabilir .
Takım: Orta oyununda kişiler , rol alan bütün sanatçılar .
Temaşa: Tiyatro .
Temsil: Bir tiyatro eserinin oynanması .
Tirat: Sahnede kişilerin birbirlerine karşı söyledikleri uzun sözler .
Tirajik: Korku , sıkıntı , şiddetli heyecan veren veya korkunç , kötü , sonu ölümle neticelenen .
Trajikomik: Hem acı , hem gülünç olayların anlatıldığı tiyatro . Olaylar gülünç ama olay kahramanları acınacak hâlde verilir .
Tuluat: Tiyatro türlerinden biri . Sanatçılar , oynadıkları eserin konusuna bağlıdırlar; ama oyundaki sözleri içlerinden geldiği gibi söylerler . Yazılı esere uymak mecburiyetleri yoktur . Perdeli orta oyunu da denir .
Üç birlik kuralı: Tragedyada uyulması gerekli üç temel kural . Bu kurallar şunlardır:
1 . Zaman birliği ( vak'anın en çok 24 saat içinde geçmesi ) ,
2 . Yer birliği ( vak'anın aynı yerde geçmesi ) ,
3 . Vak'a birliği ( eserin bir tek ana vak'a çevresinde gelişmesi ) .
Vodvil: Bir çeşit komedi . Türkülü tiyatro . Opera-komik bundan türemiştir . Bugün konusu çok entrika , kaba-saba şakaları bulunan , söz oyunlarına ve yanlış anlamalara büyük yer ayıran , metinden çok irticale önem veren komedi türü anlamına gelmektedir.
Tiyatroda Etik Kurallar
Adaptasyon: Adapte etme . uyarlama .
Aksesuar: Tiyatro sahnesinde kullanılan eşya .
Aksiyon: Roman , hikâye , tiyatro vb . türlerde konuyu genişleten asıl olaylar . Genel anlamıyla hareket .
Aktör: Erkek tiyatro sanatçısı .
Aktrist: Kadın tiyatro sanatçısı .
Akustik: Tiyatro , konser salonu ve benzeri kapalı yerlerin , sesleri bozmadan yansıtabilme özelliği .
Antik tiyatro: Eski Yunan - Lâtin tiyatrosu .
Darülbedayi: İstanbul Şehir Tiyatrosunun eski ismi . 1914'te kurulmuştur .
Dekor: Tiyatroda , sahneyi eserin konusuna göre döşeyip hazırlamada kullanılan eşyanın toplu adı . Üç çeşit dekor vardır: realist dekor , şairane dekor , stilize dekor .
Diksiyon: Tiyatro ve benzeri edebiyat türlerinde dilin müzik karakterini başarı ile yaşatabilme yeteneği . Tiyatro okullarında ders olarak okutulmaktadır .
Diyalog: İki kişi arasında karşılıklı konuşma . Roman , hikâye ve tiyatroda kahramanların konuşmaları .
Döşeme: Türk Halk Edebiyatında "başlangıç" karşılığı kullanılan bir kelime .
Dramatize etmek: Bir olayı , duyguyu , düşünceyi canlandırarak anlatmak; ( mec . ) bir vak'ayı olduğundan daha acıklı bir şekle sokmak .
Dublör: Tiyatroda ve sinemada bir rolün yedek oyuncusu .
Entrik unsur , Entrika: Roman , hikâye ve tiyatro türlerinde , olayların okuyucuda ya da seyircide merak uyandıracak şekilde birbirine dolanması .
Epizot: Bir hikâyede asıl olaya karışan ikinci derecede önemli bir olay . Bugünkü perde karşılığı .
Fantazi pastoral: Çobanların hayatını fantazilerle süsleyerek anlatan tiyatro çeşidi .
Fars ( Farce ) : Komedinin , sanat yönü az , kaba bir türü . Çok eskiden tiyatrolarda perde arası gösterisiydi , sonra bağımsız oldu .
Fasıl: Bölüm . Tiyatroda perde karşılığı kullanılmıştır . Karagöz oyununda belli bir vak'anın geçtiği bölüm .
Feeri: Masalların tiyatro sahnesinde dramatize edilmesinden doğma , cinlerin perilerin de rol aldığı bir tiyatro türü .
Grotesk: Gülünç , güldürücü .
Jest: Tiyatro sahnesinde , sanatçıların bütün el , kol , ayak ve benzeri beden hareketleri .
Kabare tiyatrosu: Daha çok güncel konuları iğneleyici , taşlayıcı biçimde ele alan skeçlerin oynandığı , monologların , şarkıların ve şiirlerin söylendiği küçük tiyatro .
Kanto: Tanzimat Dönemi'nde Türk sahnesinde azınlık aktristlerce bağlatılan oyunlu ve neşeli şarkılar .
Koro: Eski Yunan tiyatrosunda bir grup erkek ve kadından kurulu şarkıcılar topluluğu . Oynanan eserin konusuna da katılırlar ve eserdeki olaya karşı , toplumun duygu ve düşüncelerini temsil ederlerdi . Hayvanlar , ağaçlar , bulutlar yerine sembol olarak kullanıldıkları da olmuştur .
Kostüm: Tiyatroda sanatçıların giydiği oyuna uygun kıyafet .
Kulis: Tiyatroda , sahnenin arkasında bulunan kısım; sahne arkası .
Maket: Tiyatroda dekor taslağı .
Makyaj: Tiyatro ve sinemada sanatçıların yüzlerinde boya ve başka maddelerle yapılan tuvalet ve değişiklikler .
Mimik: Bir duygu veya düşüncenin kaş , göz . ağız , yüz hareketleriyle anlatılması .
Mizansen: Bir tiyatro eserinin sahneye konması , sahneye göre düzenlenip uygulanması .
Monolog: Tek kişinin konuşması . Tek kişilik taklitli bir komedya türü . İnsanın içinden kendisiyle konuşması .
Muhavere: Konuşma . Tiyatro , roman , hikâye , fabl , röportaj ve benzeri türlerde kahramanların konuşmaları .
Pandomim: Sessiz hareket . Sessiz hareketler , jestler , yüz ifadeleri ve kostümler yoluyla duyguları , düşünceleri , tutkuları anlatmaya yarayan tiyatro çeşidi .
Perde: Tiyatro eserinde bir perdenin açılmasından kapanmasına kadar geçen bölüm .
Piyes: Tiyatro eseri .
Reji: Sahneye koyma ve yönetme işi .
Rejisör: Sinema ve tiyatroda , eserin sahneleninceye veya seyirci önüne çıkıncaya kadar geçirdiği her anı yöneten kimse; yönetmen .
Repertuvar: Opera , operet ve tiyatro topluluklarının bir oyun mevsiminde gösterecekleri eserlerin listesi .
Rol: Opera , operet , tiyatro ve benzeri sahne sanatlarında , oyuncuların , eser kişilerini sahnede canlandırmaları .
Rövü ( revü ) : Tiyatroda , eserden önce gösterilen müzikli ve danslı oyun .
Sahne: Tiyatro . Tiyatro sahnesi . Tiyatro eserinde bir perdelik bölümün , dekor bakımından değişik olan küçük kısımları . Bir perdelik bölüm içinde , kişilerin girip çıkmasıyla değişen topluluk , meclis . Yapılarına göre tiyatro sahneleri şunlardır: sabit sahne , döner sahne , asansörlü sahne .
Sahne eseri: Tiyatro eseri , piyes .
Senaryo: Tiyatroda yazılı metin . Sinemada filmin konusunun yazılı şekli .
Suflör: Tiyatroda , kuliste durarak oyunculara sözlerini fısıltıyla söyleyip hatırlatan yardımcı .
Şakşak: Ona oyununda Pisekâr'ın elinde bulunan kapalı yelpazeye benzer bir gürültü aracı . Vuruşlarda ses çıkarır .
Tablo: Tiyatro eserlerinde , perdeden daha küçük bölümlerin her biri . Bir perde çeşitli lablolara bölünmüş olabilir .
Takım: Orta oyununda kişiler , rol alan bütün sanatçılar .
Temaşa: Tiyatro .
Temsil: Bir tiyatro eserinin oynanması .
Tirat: Sahnede kişilerin birbirlerine karşı söyledikleri uzun sözler .
Tirajik: Korku , sıkıntı , şiddetli heyecan veren veya korkunç , kötü , sonu ölümle neticelenen .
Trajikomik: Hem acı , hem gülünç olayların anlatıldığı tiyatro . Olaylar gülünç ama olay kahramanları acınacak hâlde verilir .
Tuluat: Tiyatro türlerinden biri . Sanatçılar , oynadıkları eserin konusuna bağlıdırlar; ama oyundaki sözleri içlerinden geldiği gibi söylerler . Yazılı esere uymak mecburiyetleri yoktur . Perdeli orta oyunu da denir .
Üç birlik kuralı: Tragedyada uyulması gerekli üç temel kural . Bu kurallar şunlardır:
1 . Zaman birliği ( vak'anın en çok 24 saat içinde geçmesi ) ,
2 . Yer birliği ( vak'anın aynı yerde geçmesi ) ,
3 . Vak'a birliği ( eserin bir tek ana vak'a çevresinde gelişmesi ) .
Vodvil: Bir çeşit komedi . Türkülü tiyatro . Opera-komik bundan türemiştir . Bugün konusu çok entrika , kaba-saba şakaları bulunan , söz oyunlarına ve yanlış anlamalara büyük yer ayıran , metinden çok irticale önem veren komedi türü anlamına gelmektedir.
Tiyatroda Etik Kurallar
- Sevgi ve sinerji esastır.
- Bilgi temeldir.
- Disiplin ve işe saygı şarttır.
- Metne sadakat tam olmalıdır.
- Vasata izin yoktur.
- Çalışkanlık ve özveri ön koşuldur.
- Verimlilik sürekli geliştirilmelidir.
- Emeğe saygı gösterilmelidir.
- Kıdeme değil, niteliğe öncelik verilir.
- Seyirci koltuğunda her prova ve temsilde Shakespeare oturuyor farz edilmelidir.
- Ticarî hedefler için sanattan taviz verilmez.
- Yönetim otoriter değil otorite olmalıdır.
- Repertuvar oluşturulurken popülariteye mutlaka yer verilmeli, popülizme asla fırsat verilmemelidir.
- Tiyatro yönetimi ve tüm çalışanları tam bağımsız olmalı, siyasilere medyun olmamalıdır.
- Bilgi edinmeden fikir beyan edilmemeli, çözüm önermeden eleştiride bulunmamalıdır.
sahnedeyizbiz.blogspot.com.tr
www.firmasell.com